15 Mayıs 2016 Pazar

Hayata Dair #2

Bir pazar gününe daha merhaba. Aslında elveda demeliyim. Çünkü gün bitti sayılır.

Farkettim ki günler o kadar çabuk geçip gidiyor ki insan bunun farkında olmuyor.
Yaz tatiline iki hafta var ve sınavlara da bir hafta. Keşke bir haftam daha olsaydı diyor insan.

Benim de durumum bundan ibaret işte. Tek artısı var. Teen Wolf.



Başta sıkıcı dediğim dizi en sevdiğim dizi haline geldi şu aralar. Gerçekten beğendiğim bir dizi. Bazen korku, bazen komedi, bazen aşk. Tam da istediğim gibi.

3. sezon 5. bölümdeyim şu an. Sezon biter bitmez de değerlendirmesini yapmayı düşünüyorum.

The 100 kitabína gelirsek, onu yazın okumayı düşünüyorum. Hem istesem de okuyamam şu sıralar. Malûm sınavlar var, çalışmak gerek.

Şu sıra izlediğim dizilerin sıralaması ise şöyle:

1- Teen Wolf
2- Flash
3- Arrow
4- Agents of S.H.I.E.L.D

Herkese güzel bir hafta diliyorum. Umarım tüm blogdaşlarımın sınavları güzel geçer.


10 Mayıs 2016 Salı

Neler Oluyor Hayatta

Merhabalar, eminim birçok blogger "Kitapavcısı bu kadar zamandır neredeydi?" demiştir. Dersler çok yoğundu demeyeceğim hayır, zamanım elverişli değildi sadece.

Peki bundan sonra blogger'damıyım? Evet, heyyoo, yaşasın! Haydi parti yapalım.

Bu arada, daha önce bana ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış herkese özürlerimi iletiyorum.

Asıl konumuza gelirsek, şu anda okuduğum canım kitabım:



Ve şu aralar izleme listem:



Herkese güzel bir hafta diliyorum.
(İlk defa bu kadar kısa yazdım. Hayırdır? :D)




6 Mart 2016 Pazar

5. Dalga Film Yorumu

Merhaba arkadaşlar. Bu aralar yazılarımı gerçekten çok büyük aralar vererek yazdığımın farkındayım. Ama ne zaman girersem gireyim şimdi yazmayayım deyip, başka bloglara girip duruyor, onları okuyup yorum yaparak sayfayı kapatıyordum. 

Şimdi ne bileyim, böyle çok keyifsiz, çabuk sinirlenen, sabırsız, hayattan memnun olmayan bir halim var. Herhalde normaldir dedim bir zaman. Bir gün baktım ''Ne oluyor bana?'' dedim. Daha önce olumlu biriyken, bir anda olumsuz bir kişiliğe bürünmüştüm. Ama başka bloglar da bu durumla ilgili yazı yazınca çözüldü bu durum. Hem tek ben değilmişim bu durumu yaşayan. :* Sanırım baharın erken gelmesiyle ilgili bir durum. 
Dur, ben de bu duruma bir isim vereyim, Bahar Çarpması. *-*

Neyse, yeniden yazı yazmaya nasıl başlasam, nasıl başlasam dedim ve çok da güzel bir konu buldum yeniden başlamak için. 

Yazımın devamı dün gittiğim filmle ilgili olucak, okudunuğuz için yazının ortasında teşekkür ediyorum ^^

İşte güzelim filmin afiş resmi:


Bir resim daha:

Film benim çok uzun zamandır beklediğim, gelince de şöyle bir oh çekip rahatladığım bir filmdi. Gerçekten de beklentilerimi çok güzel bir şekilde karşılayan bir film oldu.

Konusuna gelince, film bir uzaylı filmi ama öyle bildiğiniz uzaylı filmleri gibi değil. Her şey 5 dalgada oluyor ve filmde bu olayların etkilerini çok açık bir şekilde görüyorsunuz.  Dalgaları açıklamak isterdim ama benim isteğim, sinemaya gidip izlemeniz. Zaten yukarıdaki film resminde bu dalgalar yazıyor :D

Kısacası çabucak gidin, zaman kaybetmeyin. Labirent, Açlık Oyunları, Uyumsuz serileri nasıl tuttuysa bu film de öyle olacak emin olabilirsiniz. Tek sorun, diğer filmi bekliyor olmanız. Mesela ben şuanda gerçekten çatlamak üzereyim :* 

Şöyle bir oyunculardan bahsetmek gerekirse:


Soldaki filmdeki zombimiz :D Ortadaki sağdaki çocuğun babası. Sağdaki çocuk Sammy.


Cassie, Sammy' nin ablası.


Soldaki adam hangi filmde oynasa böyle sert, kötü karakterleri oynuyor. Tanımadıysanız X-men serisinde Woverine'ın abisini oynayan oyuncu. 


Soldaki karakter fena :D

Sanırım bu yazım da böyle bitmiş oluyor, gerçekten çok keyifli bir yazıydı. Sizlere önerim zaman kaybetmeden bu filme gitmeniz. Kes-sin-lik-le!



24 Şubat 2016 Çarşamba

Mim #4: Hangi Çizgi Film Karakterisin?

Merhaba arkadaşlar, beni bir sürü kişi mimlemiş ve artık bu kadar ertemek yeter deyip mimime başlıyorum. 

İlk olarak sevgili Bayan Safir Mavi, beni Haftanın Blogu miminde mimlemiş. Burdan ona kocaman sevgilerimi gönderiyorum ^^ 

Benim bu hafta için seçtiğim blog ise Kitap Kusu. Böyle çok sevimli bir blog yazarı, mutlaka uğrayın derim ;)

Diğer bir mim;
Gelelim asıl mimimize, burada kendimizi benzeyen bir karakter bulmamız isteniyor. Ben buldum, ama nedenini söylemeyeceğim :D Karakterim, Moorim School'daki Hwang Sun Ah. 

Bu mim için mimlediğim bloglar ise Fighting!!!, Kalem Kuklası, Kağıt Salıncak, Obur Kitaplık ve bu mimi hala yapmamış olanlar..

Ve son olarak herbirinize kocaman öpücükler ;)

(Ha bu arada, mimlediklerimden bir istek. Bir sonraki mimlerinizde benim ismimi de yazar mısınız? Fighting!!)

14 Şubat 2016 Pazar

14 Şubat + Mim

Merhaba arkadaşlar, uzun zamandır yazmıyorum. Artık yazıcağım, neyse :* Ama şunu söylemek istiyorum ki Küller Şehri kitabına artık devam etmiyorum. 

Neden mi? Çünkü iki hafta sonra Dosteyevski'nin Suç ve Ceza kitabından sınav olacağız. Gerçekten çok kötü bir durum :* Ben o tarz kitapları okuyamıyorum çünkü, bana ağır geliyor, okuması zaman alıyor falan. Hem kitabın büyük kısmı betimleme oluyor, o yüzden de sıkılıyorum. Neyse bu hafta benim için bir değişiklik olmuş olur.  

Onun dışında bugün 14 Şubat. Evet, Sevgililer Günü. Biraz önce dedim, şöyle bir bakayım tarihine, neymiş, neyin nesiymiş falan. Tek değilmiş de hani tarihi, ama ana hikaye olarak alırsak iki hikaye var.

3. Yüzyılda Roma'da evlenmek ve Hristiyan olmak yasakmış. Yasağa uymayanlar öldürülüyormuş. İlk hikaye Valentinus'un Hristiyanlığı, ikinci hikaye ise Valentine'ın çiftleri evlendirmesiyle ilgili. 

Günümüzde bu olaylara ne kadar cahillik sıfatını tanısak da, günümüzde benzer olayların yaşanmadığı ne malum.

Ya neyse arkadaşlar, bu kadar tarih yeter vallaha :D Sevgilisi olanların günü kutlu olsun diyerek geçiyorum.
  
Mim:

Gelelim mimize. Bu mimde beni mimleyen Kalem Mimi. Buradan ona sevgilerimi gönderiyorum :)
(Bu arada bu mim en sevdiğim mim oldu, aramızda kalsın)

1. Gitmek istediğiniz bir hayali dünya var mı? Varsa neresi olsun isterdiniz?

Hogwarts



  Tardis





Narnia




Yüzüklerin Efendisi




2.Sevdiğiniz filmde/dizide hangi karakter olmak istersiniz ya da kendi karakterinizi yazabilir misiniz? 

Doctor Who'da Doctor'un yol arkadaşı olmak isterdim. İstediğin zaman istediğin zamanda, istediğin yerde.. Ne güzel olurdu *-*
Tabi ki favorim Matt :D 

3. Sevdiğiniz bir romanda/masalda hangi karakter olmak isterdiniz?

Yüzüklerin Efendisi'nde Legolas olmak isterdim. Ne güzel bi karakter ama :D

4. Gerçek hayatta başka biri olarak doğma şansınız olsaydı, kendiniz dışında kim olarak, nerede doğmak isterdiniz?

Tabi ki ya Amerika ya da Kore'de doğmak isterdim. Bu ülkelerde ünlü şarkıcı olmak isterdim. Onun dışında Kore'de oppa ve idollerimle tanışmak isterdim. Ne güzel bir hayal ama dimi *-*

Evet, çok güzel bir mim oldu :D

Eğer bu mimde mimlenmeyen varsa, mimlenmeyen herkesi mimliyorum!! 

Herkese sevgilerimi gönderiyorum, iyi ki varsınız canlar :) 

8 Şubat 2016 Pazartesi

Kemikler Şehri

Merhaba arkadaşlar, uzun bir aradan sonra ilk kitap yorumumu yazmış bulunmaktayım. Üşenmekten üşenir bir halde kitap yorumumu yazıyorum :D




Kitap Adı: Kemikler Şehri
Orjinal Adı: City of Bones
Seri: Ölümcül Oyuncaklar #1
Yazarı: Cassanda Clare
Çevirmeni: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 580
Fiyatı: 29.00 TL
Goodreads: 4.12

ARKA KAPAK 

Vampirler, kurtadamlar, periler, gerçek aşk ve aklınızı başınızdan alacak daha birçok şey. Ölümcül oyuncaklar hafızanıza kazınacak!

On beş yaşındaki Clary Fray, New York'ta Pandemonium Kulüp'e doğru yola çıktığında bir cinayete tanıklık edeceği hiç aklına gelmezdi. 

Hele ki, bu cinayetin daha önce hiç görmediği acayip silahlara sahip tuhaf dövmeli üç genç tarafından işleneceğini hayatta düşünemezdi! Clary, polisi arayabileceğini biliyordu fakat ceset bir anda ortadan yok olunca ve canileri Clary'den başka kimse göremediği için durumu açıklamak pek kolay olmayacaktı!

Clary'nin onları görebilmesine çok şaşıran katiller kendilerini Gölge Avcıları olarak tanıtacaktı. Yani, dünyayı şeytanlardan arındırmaya ant içmiş gizli bir kabile! 

YORUMUM
 Okumayı deli gibi istediğim, ama bir türlü zaman bulup da okuyamadığım bir kitaptı. Aslında birkaç kez ister istemez, meraktan, kitabın ilk bölümünü okuyup okuyup durmuştum. Ama hiç devamını getirememiştim. Çünkü kitaptan beklentim büyüktü ve beklentimi karşılayamayabilirdi.


Sonunda kitabı okudum ve kitaba BA-YIL-DIM! Nasıl bir kitaptı böyle? Tamam, ilk sayfalarda sıkılır gibi oldum, kabul ediyorum. 

Ama ilk 100-150 sayfadan sonrası? 

Tek bir şey söyleyebilirim. Kesinlikle çok akıcı, kolay okunan, çok güzel bir kitaptı. Kısacası leziz bir kitaptı. Bu da yemek tarifi gibi oldu, neyse :D

Kesinlikle çok güzel bir kitaptı. Ama o son neydi öyle? Ben kesinlikle kitabın bu şekilde sonlanacağını aklımın ucundan bile geçiremezdim. Serinin ilk kitabı olduğu için spoiler vermeyeceğim ama deyimim yeterliyse öldüm diyebilirim.

Onun dışında harika bir kitaptı. Mutlaka herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir kitap.

Puanım:   



6 Şubat 2016 Cumartesi

Mim: Yayınevleri

Merhabalar, çok gecikmiş bir mim yazısıyla karşınızdayım :* Sevgili salıncak mimlemiş beni. Bu mimde mimlenmeyi çok istiyordum, buradan sevgi ve öpücüklerimi gönderiyorum ona :D

                                    Gelelim sorulara,

                      1. En sevdiğiniz yayınevi hangisi?

Her zaman en'lerle başlayan soruların cevaplaması zor gelmiştir. Ama şuan için sanırım YKY yayınları diyeceğim.

2. Bu yayınevinden okuduğunuz bir kitabı kısaca yorumlayın.

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna kitabını seçiyorum. Kitap beni çok etkilemişti. Ayrıca kitabın yorumunu en yakın zamanda yapacağım, kuşkunuz olmasınn :D

3. Bu yayınevinden okuduğunuz bir kitapta bir söz yazın.

Kendimiz iyi olamıyoruz ve başkalarının iyiliğini küçük görmek için onlara reklamcı, hayır dua avcısı, hatta riyakâr diyoruz.

4.Yazarın başka okuduğunuz veya önerdiğiniz bir kitabı var mı?
Varsa, adı ne?

Aynı yazardan, Kuyucaklı Yusuf adlı kitap.

5. Yayınevinden kitap çıkartsanız ve tutmasa ne hissedersiniz?

Blogdaşım Gözde'nin de dediği gibi: 
Kitabımın basılması bile yeter, tutmasa da olur :D

6. Bu yayınevinden almak istediğiniz bir iki kitap hangisi / hangileri? 

Harry Potter serisinin tüm kitapları :D

Zaten birçok kişi mimlenmiş *-* Ben de kalanları mimliyorum :D

Mimlenenler: Fighting!!!, Geveze Kitap Kurdu, Kronik Okur, Bir Hayalperestin KütüphanesiBayan Safir Mavi ve yapmayan herkes...




29 Ocak 2016 Cuma

Kitap Çekilişi

Bugün bloglarda dolaşıyordum ve TA TA TAMM..
Kitapavcısı bir kitap çekilişi görür de durur mu :D 
Evvett, sevgili blogdaşlarım. Bu yazımda size bir kitap çekilişinden bahsetmiş bulunmaktayım. Fazla kitaptan zarar gelmez değil mi?
Çekilişi yapan blogdaşım, Kelepir Kitapçı:

Blogun linki:


Çekiliş kitapları ise bunlar:


Sizlere iyi şanslar diliyorum, her birinize *-*


24 Ocak 2016 Pazar

Korean Olmaya Yolum *-*


Merhaba arkadaşlar. Bir Kore dizisi yorumuna daha hoş geldiniz. Az önce ilk izlediğim Kore dizisiyle ilgili bir yorum paylaştım sizlerle. Şimdi ise asıl patlama geliyor:

Moorim!



Cuma günü annem Harry Potter tarzı bir dizi var demişti. İzlemek istememiştim aslında. Bu dizi beni Kore fanı yaptı! :D

Dizide Moorim Okulu diye bir şey var. Bu okulda her çocuk özel. 

Ayy, spoiler vermeden yapamıycam böyle :* En iyisi siz alın bunu okuyun :D


Moorim Okulu sadece yüksek akademik puanlara odaklanmış bir okul değildir. Okulda öğrencilere dürüstlük,inanç,özveri ve iletişim de dahil olmak üzere birçok erdem öğretilmektedir. Okulda farklı ülkelerden gelen ve her birinin kendi hikayesi olan öğretmenler ve öğrenciler vardır.

Kesinlikle oturun izleyin arkadaşlar. Başlarda "bu ne yağğ" falan diyebilirsiniz ama ilk bölüm bitince coşucaksınız :D 

Eğer bu diziyi izleyecek olanlar varsa, uyarımı yapıyım. Hemen başlayın, hemen! Zaten daha sadece 4 bölümü yayınlandı, ne var ki :D



Arkadaşlar sizce hangisi daha yakışıklı? 
Yoon Shi-Woo (Lee Hyun Woo) mu, Wang Chi-Ang (Hong-Bin) mi? Ben kararsız kaldım, ikisi de çok şeker *-*




Yorumumu okuduğunuz için teşekkür ederim, bir sonraki yazıma kadar sağlıcakla kalın :))

(Ha bitirmeden, bir de filmin sahnelerinden ve müziğinden oluşan bir fanmade videosu var, izleyin.)



Korean

Merhaba arkadaşlar. Birazdan yayınlayacağım yazıdan önce, ilk izlediğim Kore dizisini tanıtmak istedim.
Dizinin adı Dae Jang Geum.


2003 yapımı olduğundan dolayı resim biraz bulanık :*

Dizi, gerçekten de yaşamış olan Cangema'nın hayat hikayesini anlatıyor. Cangema, Kore'nin ilk kadın hekimi. 
Dizi, ilk olarak Cangema'nın babasının kehanetini, sonra da Cangema'nın hayatını anlatmaya başlıyor. 

 Ben diziyi izlerken, TV4 ekranlarında gösteriliyordu. Bi 3-4 sene oldu sanırım. 

Dizi güzel, izlemenizi tavsiye edebilirim.


Nasıl Bilirdin Mimi

Mimi biraz geç ekledim ama olsun, neyse :D Deeptone arkadaşım sağolsun, beni mim listesinde ilk sıraya yerleştirmiş. Ona teşekkür ve sevgilerimi buradan yolluyorum :)

Listeye gelince, bu listeyi hazırlarken zorlanmadım desem yalan olur. Ama en başından beri benimle dost olup, yardımcı olan bloggerlar da vardı. Buradan onlara sevgilerimi yolluyorum.

Ha bu arada, normalde buraya 5 isim yazmam gerekiyor. Ama ben 5+1 yaptım, kıramadım, ne yapıyım *-*

DEEPTONE
En sadık, en yeni, taptaze, dopdolu bir arkadaşım. Hemen hemen her gün yazıyor. Zaten tanımayan kalmamıştır diye düşünüyorum deep'i :D

KAĞITSALINCAK
En yeni, en sevdiğim arkadaşlarımdan biri. Paylaştığı yazıları okumayı gerçekten seviyorum. Eğlenceli :)

BİPOSETKİTAP
 İlk tanıştığım bloggerlardan biri. Şu aralar yorumlarıma ne kadar bakmasa da -şu an hayatıyla çok meşgul- çok sevdiğim bir arkadaşım.

VİŞNELİKİRAZ
 En yeni tanıştığım blogger. O da benim gibi hayvansever, benim gibi Potterhead, Whovian ve Wolfian. Ruh ikizi miyiz acaba? dedim kendime bi ara :D

NAZLIKİTAPLIK
Kesinlikle çok iyi biri. Kitap yorumlarını gerçekten çok güzel yazıyor. Ve ona bir sözüm var. Burada belirteyim, sakın unuttum sanma, haftaya bir sorun çıkmazsa kitabı alıcağım ve en yakın zamanda yorumunu yapacağım.

KİTAP CUMHURİYETİM
Güzel haberler paylaşan, bazı konularda bilgileendiren, güzel yazılar paylaşan bir blogger.

İlk mimim olduğu için biraz saçmalamış olabilirim, mazur görün. Burdan sevgilerle :)

22 Ocak 2016 Cuma

Haber: Uzay

Merhaba arkadaşlar. Biliyorum, sabah sabah ne yazıyorsun yine diyeceksiniz ama bugün ilginç bir haber öğrendim ve hemen bunun hakkında yazayım dedim.


Nadir gözlemlenen olaylardan biri gözlemlenecekmiş bu yıl. Olay da şu:
Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ü 13 Ağustos'la 19 Ağustos arasında güneş doğmadan önce çıplak gözle görebilecekmiş. Bunun dışında Antares ve Spica yıldızları da aynı şekilde gözlemlenebilecekmiş.
Bu, benim gibi uzay araştırmacıları için çok güzel bir haber. Yuppiii :D

Antares yıldızı:



Spica yıldızı:



Arkadaşlar sizin düşünceleriniz neler? Sizce nasıl bir haber?

21 Ocak 2016 Perşembe

Labirent: Alev Deneyleri

Bu yazıyı hep erteleyip erteleyip durdum. İçimden bir ses  "Artık yeter!" ,  "Yaz şunu" diyordu ama ben yine de dinlemedim. Ama artık yazmam gerektiğini düşünüyorum.
Okuduğum kitap Labirent: Alev Deneyleri. Bir günde bitirdiğim tek kitap. Kitap beni çok etkiledi, rüyalarıma girdi falan :D


Filmi sinemaya geldiği gün gitmiştim. Filmden çıktığım gün şok olmuştum. Filmin bittiğine inanamıyordum ve devam filmi 2 sene sonra çıkacaktı! Sonraki yüz ifademi tahmin edebilirsiniz:


İkinci kitap da ilk kitap kadar güzel ve şaşırtıcıydı. Hatta ilkinden daha güzel bile diyebilirim.
İlk kitabın sonunda kurtarıcılar (sözde) Kayranlılar'ı İSYAN'dan kurtarıyorlardı ve Labirent'ten kurtarıldıklarında her şeyin bitmesi gerekiyordu! Ama Labirent, deneylerin sadece ilk aşamasıydı!

Bu kitapta da Thomas, Teresa ve Kayranlılar Alev Bölgesi'ni geçmeleri gerekiyordu ve tam olarak iki haftaları vardı.

Kitap çok güzeldi. Filminin kitapla alakası yoktu. Kitapta bazı şeyleri yansıtamadıklarından dolayı hemen hemen her şey değişmiş filmde ve kitapla alakalı bi yanı kalmamış. Bu yıl okuduğum en güzel kitaptı, puanlamaya bile gerek yok! :D

Herkese sevgilerimle, bir sonraki yazımda görüşmek üzere :)




19 Ocak 2016 Salı

Labirent: Ölümcül Kaçış - Kitap+Film

 Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki seri için gerçekten çok geç kalmışım. Serinin kitapları   gerçekten muhteşem.

 Bunun dışında iki yıl önce, arkadaşlarla sinemaya gidecektik. Ama izleyeceğimiz filme ben karışmayacaktım, onlar seçecekti, öyle anlaşmıştık..

 Seçilen film Labirent'ti. Ben de, o zamanlar Labirent adında birçok korku filmi vardı, bu yüzden sıkılacağımı düşünmüştüm. Film başladı, film altyazılıydı.

 Birden ürperdim. Arkadaşlarım beni dürtmüştü. Filme kendimi öyle bi kaptırmışım ki arkadaşlarımı duymamışım. Film araya girmiş. :D

 Neyse işte, aranın bitmesini beklemiştim. Film bittiğinde ise şok olmuştum, o film orada bitemezdi.

 O zamanlar kitaplarla da ilgili olmadığımdan, kitap serisinden habersizdim.

 İşte bu hafta, kitabı okudum ve pişman oldum. Neden daha önce okumadım?

 İşte serinin ilk kitabı:



Sayfa Sayısı: 408
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus


Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur. Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur. Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve her otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır. Kimse Kayran'da kalmak istemese de kurtulmak imkânsız görünmektedir. Yine de Thomas'ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir.

"Açlık Oyunları gibi distopik hikâyeleri sevenler Thomas'la birlikte Kayran'da maceraya sürüklenecekler."
                                                         -School Library Journal-

"Dashner gizemli, kışkırtıcı, yaratıcı ve sürükleyici bir romanla karşımızda." 
                                                          -Barnes&Noble-

"Akıcı anlatımı, akla gelen sayısız soruyu adım adım cevaplaması ve bitmek bilmeyen gerilimiyle Dashner'ın sürükleyici macerası kaçınılmaz sona doğru ilerlerken sizi merak içinde bırakacak." 
                                                          -Publishers Weekly-



"Dashner hikâyeyi ustalıkla kaleme alarak inanılmazı gerçekçi kılmayı başarıyor. Elinizden bırakamayacak ve devamında neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız." 
                                                            -Kirkus Reviews-

"Sayfalar boyunca bir tehlikeden diğerine sürüklenirken kitabı elinizden bırakamayacaksınız." 
                                                              -Kiss The Book-
                                                         (Tanıtım Bülteninden)  
                            
                                        -------------------------------------------------------
 Kitap bana göre göre çok güzeldi. Thomas'ın asansörden çıkıp, Kayranlı'larla birlikte yeni bir hayata başlaması, kendi ve geçmişi hakkında ismi dışında pek bir bilgisi olmaması, Kayran'daki düzen, Thomas'ın hep merak edip sorgulaması, etrafını dikkatle izlemesi..

 Kitapta hep gizemli, bilinmeyen bir şey vardı, ve siz bunu Thomas'la yaşayıp, sorguluyorsunuz. Her şey adım adım çözülüyor, ve beklediğiniz sonuç bambaşka oluyor.

 Yani anlayacağınız, film de kitabı da mükemmeldi. Eğer alıp okumadıysanız şiddetle tavsiye ediyorum. Kesinlikle alın :D

 Onun dışında, tüm kitaplara Labirent serisi adını vermeleri çok saçma :/  İlk kitap Labirent olunca, diğer kitapları da Labirent olarak çevirmişler ama Labirent sadece ilk kitapla ilgiliydi. The Maze Runner'ı Labirent diye çevirmek yerine olduğu gibi çevirmeleri gerekirdi, yani Labirent Koşucusu.

 Filmi kitaba göre değerlendirmek gerekirse, filmle kitap paralel ilerliyordu, evet ama filme yansıtılmayan bazı şeyler vardı. Mesela Labirent'te bulunanların isimlerini önemli bilim adamlarından aldıkları, Teresa'nın komaya girmesi filmde yoktu, belki filmi pek etkileyen şeyler değildi. Ama koca filmde Thomas'la Teresa arasındaki telepatik bağı nasıl yok edebilirlerdi? Labirent'ten kaçış bölümünü neden bu kadar kolaylaştırdılar? Ve kitaptaki olayların sırasını da değiştirmişlerdi. Neden? Bunlara pek anlam veremedim, ama yine de filme güzel deyip geçiyorum.

 Kitap:





16 Ocak 2016 Cumartesi

Kış Okuma Şenliği 2015-2016

Merhaba arkadaşlar, Bir şenliğe katılıyorum bugün, Kış Şenliği :D Ben bu şenliği dün öğrendim ve katılma tarihinin bittiğini düşünüp çok korktum :* Ama sonra öğrendim ki etkinliğe, etkinlik süresi boyunca istediğimiz zaman katılabiliyormuşuz. Ben de bunu zaferle kutlayacağım işte :) Yeni kitaplar, yeni maceralar, yeni serüvenler...
(Ne kadar uğraşsam da takılmıyorum :D)

Ben etkinliği çok sevdim açıkçası. Hem daha çok kitap hem de daha çok eğlence :)



Eğer siz de etkinliğe katılmak isterseniz, sadece aşağıdaki resme tık tık
(Unutmayın, son gün 20 Mart!)
Bu ara zaferimi şu şarkıyla kutlayım dedim (Gitarı alıp çalasım geldi resmen :D)



Kategoriler + Kitapavcısı (bu da ben oluyorum :D) Kitap Listesi:
1. Kategori: (10 puan) Yabancı Yayınları'ndan çıkan bir kitap:
 Cadı Avcısı / Virginia Boecker (Dün D&R'de gördüm bu kitabı, kapak falan ilginçti, güzel bir kitaba benziyor ama bakalım.)
2. Kategori: İsminde kış mevsimini çağıştıran veya olayların kış mevsiminde yaşandığı bir kitap: 
Buz Kapanı / Alexandra Bracken
3. Kategori: (10 puan) Liseye başladığınız yıl ödül almış bir kitap (Burda da eziliyoruz *-*) :
2015 Nobel Edebiyat Ödülü alan Svetlana Aleksiyeviç'in Çernobil'den Sesler Bir Nükleer Felaketin Sözlü Tarihi kitabı.
4.Kategori: (10 puan) Bu tür şenliklere ilk kez katıldığım için kitaplığımda en çok bekleyen Hobbit / J. R. R. Tolkien
5. Kategori: (10 puan) Herhangi bir edebiyat ödülüne aday olmuş ama kazanamamış bir kitap:
Perdido Sokağı İstasyonu / China Mieville
6. Kategori: (10 puan) Yasaklanmış bir kitap:
Ben burda Sabahattin Ali'nin Sırça Köşk adlı kitabını seçtim. Bu kitap yazarın son kitabı. 1947 yılında yayınlanmış, devlete karşı başkaldırış olduğu iddiasıyla yasaklanmış kitap.
7. Kategori: (10 puan) Kitap ağacı aylık okumalarından veya herhangi bir Kitap Ağacı kulübü tarafından Kış Okuma Şenliği'ne denk gelen dönemde okunacak bir kitap:
Bilim Kurgu Kulübü'nün 25 Ocak'ta okunacak olan Denizler Altında 20 Bin Fersah / Jules Verne kitabı.
8.Kategori: (10 puan) Başkasının sizin için seçtiği bir kitap:
Kül / Shani Petroff, Darci Manley
9. Kategori: (10 puan) 2015'te çıkmış bir kitap:
Kafes / Josh Malerman
10. Kategori: (10 puan) Yazarından imzalı veya imzalı olmasını istediğiniz bir kitap:
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi / Ahmet Ümit
11. Kategori: (10 puan) Fantastik / Bilim  Kurgu dalında bir kitap:
Labirent: Alev Deneyleri / James Dashner
12. Kategori: (10 puan) Siz doğmadan en az 250 yıl önce yazılmış bir kitap:
Bir Yılbaşı Öyküsü / Charles Dickens
13. Kategori: (10 puan) Hem beyaz perdeye aktarılmış, hem de tiyatro / müzikal adaptasyonu olan bir kitap:
Suç ve Ceza / Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
14. Kategori: (10 puan) Türk kadın bir yazardan bir öykü kitabı:
Deli Kadın Hikayeleri / Mine Söğüt
15. Kategori: (10 puan) Romantik türde bir kitap:
Sen Benim Hayatımsın / Ferzan Özpetek
16. Kategori: (10 puan) Karakterlerden birinin bulunduğu kitabın isminde geçen bir kitap:
Percy Jackson ve Olimposlular - Şimşek Hırsızı / Rick Riordan
17. Kategori: (10 puan) Size hediye gelen bir kitap:
Küller Şehri / Cassande Clare
18. Kategori: (Her kitap 5 puan, hepsi okununca extradan 20 puan) 150 sayfadan kısa dört kitap:
Mavi Tüy - Gönülsüz Bir Mesihin Serüvenleri / Richard Bach 
Beş Sevim Apartmanı / Mine Söğüt
Başucu Öyküleri | Başucu Düşleri / Süleyha Pınar 
19. Kategori: ( Her kitap 10 puan, hepsi okununca toplamda 60 puan) İsminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap:
Kemikler Şehri / Cassande Clare
Kemik Atlası / James Rollins 
Duman ve Kemiğin Kızı / Laini Taylor
20. Kategori: (Her kitap 10, toplamda 40+20=60 puan) Şu ana kadar hiç kitabını okumadığınız 1 Türk erkek, 1 Türk kadın, 1 Yabancı erkek, 1 Yabancı kadın yazardan 1'er, toplamda 4 kitap: 
Hayvan Çiftliği / George Orwell
Açlık Oyunları 1 / Suzanne Collins
Kuyucaklı Yusuf / Sabahattin Ali
Tutsak Güneş / Ayşe Kulin
21. Kategori: (Her kitap 10, toplamda 50+40=90 puan) İsminin 1, 2, 3, 4 ve 5+ kelimeden oluşan birer kitap:
22. Kategori: (Her kitap 10, toplamda 40+40=80 puan) Kendi temanı kendin yarat:

Bugün Labirent: Ölümcül Kaçış'ı bitirdim, muhteşem bir kitaptı *-*
Yarın kitap yorumum geliyor :D

14 Ocak 2016 Perşembe

İlginç Bir Kitap...

İnsanlık tarihiyle ilgili bildiklerinizi unutmaya hazır olun!
Dünyaca müthiş bir üne sahip olmanın yanısıra alanında kültleşen Tanrıların Arabaları, gezegenimizin, başka dünyalardan gelen yaratıklar tarafından ziyaret edildiğinin kanıtı olarak kabul ediliyor. Erich von Däniken tarihi kalıntıları, kayıp şehirleri, roket alanlarını inceliyor ve insanlık tarihine müdahalede bulunan dünyadışı varlıklara dair bilimsel kanıtları ortaya koyuyor. En inanılmazı da, Däniken'in teorisi, atalarımızın bizzat bu 'galaktik öncüler' olduğunu öne sürüyor ve bunu arkeolojik buluntularla kanıtlıyor... 
 "Yazarın teorisine göre, çok eski yıllarda gezegenimiz, uzaydaki varlıklar tarafından ziyaret ediliyordu. Ve bu varlıklar belki de, insanlığın bizzat gerçek atasıydı. Däniken, geçmişimiz ve geleceğimizle ilgili tartışmalara çığır açan bir katkıda bulunuyor''                             -Sunday Mirror- 
"Ne kadar uğraşsanız da saçma bir teori sınıfına koyamayacağınız, güçlü bir anlatım."
                       -Daily Mail-   (Tanıtım Bülteninden)   
                                                                   Sayfa Sayısı: 232 
                                                                   Baskı Yılı: 2015 
                                                                   Dili: Türkçe 
                                                                   Yayınevi: Artemis Yayınları 
                                                          ------------------------------------------------
Bu kitaba ben Cumartesi günü başlamıştım. Ama o gün kitabı bitirememiştim ve pazar günü için de pazartesi günü çalışmam gereken derslerim vardı. Bu hafta sınav haftasıydı. Ben de dün kitaba tekrar başlayıp, bitirmek istedim ve başardım da :D 
Kitap beni çok etkiledi. Öyle bir kitap ki, eğer kitabı aynı gün içinde bile bitirmeden bir yere bırakırsanız, içinizde bir boşluk oluyor, kitaba tekrar başlamayı düşünüyorsunuz... (En azından ben böyle hissettim.) 
Kitabın konusuna gelince, kitap Ufo'lar, tanrılar, uzay yolculukları, eski insanlar, bilinmeyen tarihle ilgili bir kitap. Dürüst olmam gerekirse, kitabın bazı yerlerinde sıkıldım. Çünkü insan kitabı okurken, hep yeni şeyler görmek istiyor. Kitap ise başlangıçta ilginç ve tuhaf kısımları verip, bunları kanıtlar göstererek ve birkaç kez tekrar ederek anlatıyor. Kitap, bunun dışında çok güzeldi, yani okunmaya değer bir kitap... 
Eğer bu konular ilginizi çekiyorsa kesinlikle alın okuyun derim. Bu konular ilginizi çekmiyorsa da yine kitabı elinize alıp incelemenizi tavsiye ederim. 
Eğer okumayı düşünüp de okumakta kararsız kaldıysanız da, okuyun derim. Kitap hayatınızdan saatleri çalmıyor. Aksine hayatınıza yeni şeyler katıyor, olaylara farklı bir açıdan bakmanızı sağlıyor, ufkunuzu açarak bu konularda merak edip, araştırma yapmanızı sağlıyor. Yani hayatınıza bambaşka bir dünya katıyor...


Blogger tarafından desteklenmektedir.

© 2011 Bir Gencin Kitaplığı, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena